Uludağ Ulaşımları
İstanbul'dan Uludağ Kayak Merkezi'ne en rahat şekilde ulaşabilmek için, hergün düzenli ulaşım seferlerimizden faydalanmanızı tavsiye ederiz. Yukarıda belirtilen durak noktalarından, belirtilen saatlerde araçlarımıza biniş yapabilir, Osmangazi Köprüsü üzerinden kısa bir süre sonra Uludağ'da bulunan otelinize rahatlıkla erişim sağlayabilirsiniz. Rezervasyonlarınızı isterseniz Uludağ Gidiş, isterseniz Uludağ Dönüş olarak gerçekleştirebilirsiniz.
Araçlarımız Uludağ'da trafiğin elverişli olduğu her otele uğramakta olup, dönüş gününüzde yine belirtilen otelinizden sizleri geri dönüş için almaktadır. Uludağ ulaşımlarımız, 1 ve 2. bölgedeki oteller için geçerlidir. Seyahat acentaız vasıtasıyla online olarak Uludağ Ulaşım rezervasyonlarınızı yaptırabilirsiniz.
Uludağ Transfer
İstanbul'dan Uludağ'a Transfer hizmetimizden web sitemizden online satın alarak veya özel grup kiralaması için (Minibüs/Otobüs) ekibimize ulaşarak faydalanabilirsiniz. Kayak ulaşımlarımız güzergahında, Uludağ için Osmangazi Köprüsü kullanılmakta olup, Kayak Merkezi'nde yer alan tüm otellere (trafiğin elverişli olduğu kayak otelleri) transfer hizmetini kapsamaktadır.
Uludağ Kayak Merkezi
Uludağ, Bursa ili sınırları içinde yer almaktadır. Kış ve kayak turizmi için İstanbul'a yakın olan ideal kayak merkezlerinden biri olan Uludağ, 2.543 m yükseklikte bulunmaktadır.
Marmara bölgesinde bulunan en yüksek dağ olma özelliğini taşıyan Uludağ'ın, en yüksek noktası Uludağtepe olarak adlandırılmaktır. Uludağ Kayak Merkezi Bursa şehir merkezine 36 km, İstanbul'a ise ortalama 150 km mesafede yer almaktadır. Aralık ayında başlayan kayak sezonu, Nisan ayına kadar devam edebilmektedir. Uludağ Snowboard ve kayak yapmaya uygun bir kar oluşumu içermektedir. Pek çok otel, kayakçılara konaklama ve lift, teleski, telesiyej hizmeti sağlamaktadır.
Uludağ sınırları içinde Kayak Merkezi I.Gelişim Bölgesi ve II. Gelişim Bölgesi olarak iki ayrı bölgeden oluşur. Her iki bölge, kış aylarında renkli bir kimliğe bürünmekte ve pek çok kayakseveri ağırlamaktadır. Uludağ Kayak Merkezi'nde, Tur kayağı, Helikopterli kayak, Snowboard yapılabilmekte olup, kızak, kar bisikleti ve kar motosikleti aktivitelerde yapılabilmektedir.
1933'te Uludağ’a bir otel, bir de muntazam yol yapılarak, böylece bu tarihten itibaren Uludağ kış kayak sporları için bir merkez haline gelmiştir. Düzenli Uudaü otobüs seferlerinin başlaması da buraya ilgiyi daha da artırmıştır. Sonradan asfaltla kaplanan bu yol Uludağ'ın Kadıyayla hariç bütün yerleşim birimlerini doğrudan Bursa'ya bağlar. Uludağ modern dağ tesisleri,1963'te hizmete açılan Türkiye'nin ilk teleferiği, dördüncü büyük kent olan Bursa'nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi olmuştur. Uludağ Türkiye'nin en büyük kayak merkezlerinden biridir. Yol durumunun uygunluğu,uzun kış mevsiminde (Ekim-Nisan arası) kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekmektedir. Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, Marmara denizi ve civar yakın yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik vermektedir. Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir. Bursa'nın Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pekçok hastalığa şifa olmaktadır. Ayrıca teleferiğin son istasyonu olan Sarıalan'da ve Sarıalan'dan telesiyejle ulaşılan Çobankaya'da Kızılay Derneği'nin her yaz düzenlediği yaz kampları bulunmaktadır. Kirazlıyayla'da kurulu bulunan senatoryum hastalara terapi ve tedavi olanağı sağlamaktadır. Uludağ'da fazla sayıda pist ve bunlara ait pek çok telesiyej ve teleski hattı mevcuttur.
Tarihte Uludağ
Antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot (M.Ö. 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında Uludağ, "Olympos" olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır. Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (M.Ö. 64-M.S 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer. Strabon; "Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir. Roma İmparatorluğu'nda resmi din hıristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır. Uludağ'da Nilüfer çayı ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28 manastır kurulmuştur. Orhan Gazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur.Bursa'nın fethinden sonra Türkler dağa "Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa'ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir. "Olympos Mysios" veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile "Uludağ" adını almıştır.
